Binicilikte doğru oturuş nasıl olmalıdır?
Doğru oturuşun tek bir şekli yoktur. Her binicinin farklı bir iskelet ve kas yapısı olduğu gerçeğinden hareketle, oturuşta uzuvların konumları ve bağlantıları üzerinde yoğunlaşmak daha akılcı olacaktır.
Denge-Uyum-Yumuşaklık
faktörlerini esas alarak, atın her türlü hareket değişikliklerine tam ve
doğru olarak uyum gösterebildiği veya binicinin kendi uzuvlarını doğru ve estetik şekilde kullanarak atından talep ettiği hareket değişikliklerine olumlu cevap alabildiği at-binici işbirliğinin, doğru olduğu kadar doğal da olan bir oturuşla sağlanabileceği göz ardı edilmemelidir. Dolayısıyla bir binicinin at üzerine, uzuvları itibarıyla doğru olarak yerleştirilmesi başlangıç için ne kadar önemli ise de, tek başına bir anlam ifade etmeyecektir. Atın hareket etmesiyle binicide başlayacak hissiyat değişiklikleri, oturuşun atın hareketlerine uyum sağlamak üzere tepki vermesi, bu tepkiyi verirken kendi dengesini atın dengesine uydurmaya çaba sarf etmesi, atı sevk ve idare etmek için yapılacak temel ve yardımcı uyarı ve yardımların dengeyi bozmadan, yumuşak olarak tatbik edilmesi gibi birbiri ile iç içe ve eş zamanlı konuları doğru oturuşun tarifinde kapsam içerisinde düşünmek zorundayız.
Genelde binicinin at üzerindeki konumunu açıklamak gerekirse, her şeyden önce bu sporu yapacak binicilerin ata oturmasını öğrenmesi, bilmesi ve uygulaması gerekir. Yine, ata istenen her hareketin yaptırılması, oturuşun sağlam olmasıyla en iyi şekilde öğretileceğine ve yaptırılacağına inanılmalıdır. Atın her hareketine yumuşak güven içerisinde, sakin ve sıkıntısız bir oturuşla hakim olunacağı unutulmamalıdır.
Eğitilmiş bir at üzerindeki acemi binicinin attan öğreneceği şeyler ile acemi bir at üzerindeki usta binicinin ata öğreteceği şeyler, eğitimde doğru oturuş esaslarının uygulanmasıyla mümkün olabilecektir. Çünkü doğru oturuş sayesinde, binicinin söylediğini atın, atın söylediğini binicinin duyabildiği, hissedebildiği ve en önemlisi doğru olarak anlayabildiği ortak bir frekansın temeli atılmış olacaktır. Hissiyatın oluşmaya başladığı bu andan itibaren artık binici, temel ve yardımcı uyarı ve yardımlar sayesinde atına doğru olarak etki edebilme fırsatını yakalamıştır diyebiliriz.
Temel ve yardımcı uyarı ve yardımların kullanılmasında sürekli olarak göz önünde bulundurulması gereken husus ise doğru oturuşun denge, uyum ve yumuşaklık dahilinde sürekliliğini muhafaza ettirebilmesidir. Doğru oturuş sayesinde binicilik hissiyatının gelişmeye başlamasıyla at ile binici, gelecekte beraber ve uyum içerisinde yapmak isteyecekleri birçok şeyi, daha az güç sarf ederek ama daha estetik olarak yapabilme ayrıcalığını elde edeceklerdir. Binicinin at üzerindeki görüntüsünün doğru olduğu kadar doğal ve estetik olması esas kabul edilmelidir.
Her insanın farklı iskelet ve kas yapısı olmasının yanında, heyecan, hissiyat ve tepki vermedeki farklılıkları da dikkate alınacak olursa oturuşun tek ve standart bir şekli olmayacağı gibi, doğru oturuşa sahip bir binicinin taklit edilmesi de o derecede yanlış bir seçim olacaktır. Çünkü her biniciye aynı şekli vermeye çabalamak yapmacık ve rahatsız bir görüntü oluşturacağından dışarıdan bakıldığında hiç de estetik olmayan bir görüntü verecektir. Burada önemli olan husus her binicinin kendi fiziksel fonksiyonlarını mümkün olduğunca disipline ederek atını rahatsız etmeden, denge ve yumuşaklık esasları dahilinde onun hareketlerine uymasıdır.
Binici kendisini duyarsızca atına taşıtmak yerine, isteklerini uyarı ve yardımlar vasıtasıyla atına aktarırken kendisini izleyenlere hiçbir kaba ve çirkin görüntü vermeden tam bir denge, rahatlık, uyum, yumuşaklık ve doğallık içerisinde aktif ve bağımsız bir oturuşla sürekli hazır olmalıdır. Süvarinin at üzerindeki vaziyeti ancak ona lazım gelen sabitiyeti, yardımlarına suhuletle ve istekle tasarrufu, gerek dururken gerek yürürken at sırtında sıkletini hatasız bir surette taksimi temin edince iyi bir vaziyettir. Bütün süvarileri akademik vaziyet kalıbına okmak iddia olunamaz. Esasen hakiki güzellik de bu akademik vaziyette değildir.
At üzerinde zorla değil hissetmekle bir ahenk meydana gelir. Hissetmek olağanüstü bir şey değildir. Yüksek bir dereceye kadar herkes bu hissiyata hakim olabilir. At ve binici arasında tam ahenk bütün eğitimin amacıdır. İnsan bir binici ile ata bakarken atın sıkıntısız olduğunu görmeli ve binicinin eğitimde güçlük çektiğini görmemelidir. Bir binici için “iyi oturuyor” dersek bu iltifat; görünüşte oturuşa dair görünüyorsa da gerçekte duygulara ve etkilere de bağlıdır.
Gerektiği kadar sağlam, sabit, yumuşak ve dengeli bir oturuşun üst uzuvlara ve büste vermiş olduğu hareket özgürlüğünün; zarif ve estetik bir bağımsız oturuş için hayati öneme sahip olduğu tartışılmazdır.
Şekil 1. Doğru oturuşta üst uzuvların bağımsızlığı
Atın dengesi bozulduğu zaman bütün acemi biniciler, elleri ve büstlerinin üst kısmıyla geriye doğru asılmaya çalışırlar. Halbuki bu doğru olanın tam tersidir ve binicinin atla beraber ileriye gitmesi esastır. Bunu sağlamak için atın tüm hareketlerinde büst güçlü bir denge ile muhafaza edilmelidir. Bu amaca ulaşmak için kavaleto çalışması özellikle tavsiye edilir.